U M U T  
H A S T A N E S İ

Metabolik Cerrahi

Son yıllarda çağımızın hastalığı olma yolunda hızla ilerleyen Metabolik Sendromun en önemli parçası olan Obezite ve Şeker Hastalığıdır. Özellikle ciddi kalp-damar hastalıkları, kronik böbrek problemleri, ciddi göz hastalıkları, uyku apne sendromu, KOAH gibi akciğer hastalıkları,  depresyon, kalça ve diz problemleri gibi kronik ve hayatı tehdit edici birçok problemin habercileri ve sebepleridir. Bu nedenle obezite ve diyabet ile mücadele uzun yıllardır tıp biliminin en çok uğraştığı alanlar olmuştur. Son yıllarda yapılan araştırmalar bu iki hastalığın da ilaç tedavisinin yetersiz olduğu durumlarda uygulanan cerrahi tedavi ile hastalığın tamamen Sonlandırılabilir, kontrol altına alınabilir, yavaşlatılabilir ve Komplikasyonları önlenebilir olduğu kabul görmüştür.

Bu cerrahilerle amaçlanan şey  vücuttaki sentezlenen insülinin daha etkili kullanımını sağlamak ve insülin direncini azaltacak hormonal değişiklikleri başlatmaktır. Tip 2 Şeker hastalarına uygulanabilen metabolik cerrahilerin başarılı olmasının tek şartı vücudunuzun yeterli düzeyde insulin üretiyor olmasıdır. Bunun için yapılan ameliyat öncesi ayrıntılı değerlendirmelere göre ameliyatın faydalı olup olmayacağı konusunda fikir sahibi olunur. İnsülin üretimi olmayan Tip 1 Şeker hastalığında metabolik cerrahi ameliyatları uygulanmamaktadır. İnsülin rezervleri şeker hastalarında zamanla azaldığı için ameliyat kararı bu rezerv tükenmeden ve kronik organ hasraları başlamadan alınmalıdır.

Ameliyat ile  vücudun ürettiği insülin ile kan şekerini düzenleyici hormonlar daha etkili kullanılır.Kullanılan ilaçlar azaltılabileceği gibi tamamen bırakmak da mümkün olmaktadır. Bu sayede kan şekeri değerleri düzene girer ve Şeker hastalığının yıpratıcı seyri önlenmiş olur. Obezite ve Şeker hastalığına bağlı tansiyon yüksekliği, eklem hastalıkları, uyku apnesi, Kolesterol yüksekliği, kalp-damar hastalığı gibi ciddi birçok hastalıktan da kurtulabilirler.

Son yıllarda giderek artan bir şekilde beslenme alışkanlığımız ambalajlı fabrikasyon ve fast food tarzı gıdalara dönmeye başladı. Bu tip beslenme nedeniyle aldığımız gıdalar   ince bağırsağın son kısmına ulaşamadan orta kısmında sindirimi tamamlamış oluyorlar. İnce barsağın son kısmından salınan ve hem tokluk hissini artıran ve hemde kan şekerini azaltıcı rolü olan bazı hormonlar aktive olamıyorlar. Bunun sonucu olarak da kan şekeri değerlerinde yükselme ve şeker hastalığı ortaya çıkmaktadır. Uygulanan metabolik cerrahi ameliyatlarında amaç yiyeceklerin bağırsağın son kısmıyla daha erken karşılaşmasını sağlamak ve insülin hormonunun duyarlılığını arttırmaktır.

Obezite için yapılan ameliyatların hepsinin değişen oranlarda metabolik etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Sleeve gastrektomi(Tüp mide), Mini Gastrik bypass , duodenal switch, Biliopankreatik diversiyon,Transit bipartisyon,İleal transpozisyon gibi birçok ameliyat yöntemi mevcuttur. Hangi hastaya hangi operasyonun planlanacağı yapılacak detaylı testler ve muayeneler sonucunda karar verilmektedir.

Şeker hastalarının kendilerine önerilen diyet, egzersiz ve ilaç tedavilerine tam anlamıyla uyumu %10-20 oranındadır. Bir insanın ömür boyu düzenli bir şekilde egzersiz ve diyet yapması çoğunlukla mümkün olmamaktadır. Bu tedaviler kan şekerini kontrol altına almaya yöneliktir. Hastalığı tam anlamıyla kontrol altına almak çok zordur. Metabolik cerrahi yöntemleri ile tip 2 diyabet ve buna bağlı komplikasyonalr ve ek hastalıklardan klinik olarak kurtulma ihtimali çok yüksektir.